Hayırsız Evladın Son Mektubu

The Return of the Prodigal Son, Anonim


Hayırsız evlat. Küçüklüğümden beri olmaktan en çok korktuğum sıfat tamlamasıdır. Hayırsız evlat. Vali hikayesini bilir misiniz?

Bir baba oğluna ''senden adam olmaz'' demiş. Oğlan da inat etmiş okumuş büyümüş vali olmuş. Emir kullarına ''gidin babamı getirin'' demiş. Babası gelince ''bak baba, vali oldum'' demiş. Baba da demiş ki ''ben sana vali olamazsın demedim ki, adam olamazsın dedim''. 

Baba oğul arasındaki üzüm hikayesini bilir misiniz? Baba oğluna bir bağ vermiş, oğlundan bir salkım üzüm isteyince de oğlan burun kıvırmış. Baba oğluna bağ vermiş, oğlan babasına bir salkım üzümü çok görmüş.

Peki baba ile kızının hikayesini bilir misiniz?

Ortalıkta pek baba kız hikayesi yok. Ya da ben bilmiyorum. Siz biliyor musunuz? 

Anne kız var bir de. Kız anneye yoldaş olur, kardeş olur. Ama olmamalı işte.

Biz çok uzun yıllar yurtdışında yaşadık. Babamın işi sebebiyle bir o ülkeye gittik, bir bu ülkeye. Hani siz yazıyorsunuz ya gruplara, filan ülkeye gitmeyi düşünüyoruz, eğitim sistemi nedir çocuklarımız etkilenir mi vs. Sanırım babamın ve annemin bu yönde hiç endişesi olmadı. Yani eskiden. Şu an bu tür endişeleri oluyor tekrar taşınma söz konusu olduğunda, eskiden pek hatırlamıyorum. Ya da vardı da biz göremedik. 

Ne zaman yeni bir ülkeye gideceksek orası ile ilgili bizi heyecanlandırırlardı. Şu varmış bu varmış, bunu yaparız, şunu yaparız. Bakın burası çok fena değil ama orası daha güzel.  Yeni arkadaşlarınız olacak, yeni insanlar tanıyacaksınız, ufkunuz açılacak. 

Biz üç kardeşiz. Benim halim ortada. Benden sonraki inanılmaz içine kapanık, kesinlikle girişken değil. En küçüğümüzün ise DEHB'si beni bile aşmış durumda. Üçümüzün de doğru düzgün arkadaşı yok. Çok büyük işler başaramadık. Fıkra bu kadar. 

Babamı suçlamıyorum. O zaman için öyle bir adım atması gerekti. O da onu yaptı. 

Bardağı taşıran son damla mıdır yoksa damlaların tümü mü?

Hep sorunlu, problemli çocuk oldum. Babamlar geçen gün My Sister's Keeper (2009) filmini izlemişler. Filmden çıkardıkları şu, biz yıllarca Tuhafiye'ye odaklandık, hep onunla ilgilendik, tıpkı o filmde çocuklarının disleksi olduğunu dava sürecinde öğrendikleri gibi diğer iki çocuğumuzla doğru düzgün ilgilenemedik. 

Evet. 

Hayır. 

Hayır. 

İki gündür kendimi her şeyi bitirmemek için uğraşırken buluyorum. Bahanelerim tükendi. Arkamda bırakacaklarım? Allah yoluna koyar. Günah? Günahsa günah, Rabb'ime sığınırım. 

Günahsa günah, Rabb'ime sığınırım.

Rabb'ime sığınırım. 

Sığınırım.

Rabb'ime. 

Rabb'im.

Herkesin kendisi ve Tanrısıyla ilişkileri farklı farklıdır. Bunun ortak bi yolu yordamı yok.

Hz. Musa (as) bir gün dağa çıkıyormuş, ne içindi unuttum. Bilenler yazsın. Fakir bir adam görmüş.

''Ey Rabb'im, göster evin neresi evini süpüreyim. Ayaklarını yıkayayım senin.'' daha bir şeyler demiş olabilir, tam hatırlamıyorum. Hz. Musa (as) bunları duyunca çok kızmış.

''Sen neler diyorsun, Allah (cc) bunlardan münezzehtir, deme bunları şirktir!'' diye kızmış. Adam çok utanmış. Özür dilemiş, tövbe etmiş. Hz. Musa (as) yoluna devam etmiş. 

Allah (cc) Hz. Musa'ya kızmış tabii. 

Sen neden öyle dedin ki? Benim o kulum Beni öyle sever, öyle sayar. Sen onun kalbini kırdın. 

Yalana girmesin şimdi, kaç yüz yıllık hikaye. Belki kelimeler biraz farklıdır. Ama işte olay örgüsü kısaca böyle. 

Çok düşündüğüm bir kıssadır. 

Ben dua ederken şımarırım. Şımarığım çünkü. Ama bu şımarıklığı unuttum, belki de bu yüzden bir türlü belimi doğrultamadım. 

Son bir aydır anne ve babamla çok kötüyüz. Annem bir aydır benimle konuşmuyor. Daha önce en fazla 10 gün küs kalmıştık. Bu sefer çok uzadı. Babam benimle konuşuyor ama beni bir şeylerden uyandırmak için. Ama geç kaldı sanırım, ben uyanığım ama yatağımdan çıkmak istemiyorum kesinlikle. 

Tam 19 yaşıma kadar geceleri altıma işedim. Sabahları uyanmak nasıl zulümdü anlatamam. Bez de taktım evet. Altıma muşamba serdiler. Küçükken, daha ilkokula başlamamışken bir defa doktora götürmüşler. Doktor da demiş ki ''hiçbir problemi yok, gündüz yaşadıklarını gece altına yaparak sizden çıkarıyor, sizden intikam almak için''. 

Daha okuma yazma öğrenmemiş çocuk intikamı nereden bilecek? 

Sabah annem kaldırdığında yatağımda çiş varsa kesinlikle yorganı açmamaya başladım. Yaz sıcağında bile yorgan kullandım. Çarşaf ve nevresim çişi belli ediyordu çünkü, ama yorgan kalın olduğu için üstten hiçbir şey belli olmuyordu. Gece yatarken de yatağın az çişli tarafında yatardım. Kesinlikle anneme söylemezdim. Söyleyemedim. Ya dövdü ya sövdü çünkü. Sekizinci sınıftayken ''babanla boşanmamıza sebep olabilirsin'' demişti bir keresinde. Birkaç defa bikini bölgemi yakmışlığı var. Hala bikini bölgemdeki kılları bile temizleyemem. Ağdaya ya da lazere gittim, gidebilirim de. Ama kendim temizleyemem. 

Anneme de bu aklı başkaları verdi. 

Bir kedim var. Bebekliğinden beri benimle. Beni de yanlış yönlendirdiler onunl ilgili. Birkaç defa elimle tokat atmışlığım var. Çünkü bunun bana tek çare olduğu öğretilmişti diğer 'uzman' kedi sahipleri tarafından. Onlar yıllardır kedi bakıyorlardı, kedilerin tek anladığı dil dayaktı. 

Farkındalık. Bir çoğunuz beni nasıl da farkında olduğum için hayranlıkla takip ediyor. Farkındalık berbatmış. 

Annem beni yakmak istemedi. Bunun için sonralardan özür diledi. Ve ben bunları hemen unuttum. Annem kendini son yıllarda geliştirmeye adadı. Geliştirdi de. Gerçekten çok yol kat etti. Babam da öyle. Ama en ufak bir kırılmada eskiye dönüyorlar. Ben de öyle. 

Hayırsız evlat. 

Şu an balkonumdan yazıyorum bunları. Çok hoş bir bahar sabahı. Evim beşinci katta. 

Atlasam, sakat kalırım. Kafa üstü atlarsam, belki atlamayı istemekteki amacıma ulaşırım. 

Hayırsız evlat. 

Sürekli ülke değiştirdiğimizden bahsettim. 

Ben liseye geçeceğim zaman Türkiye'ye döndük. İstekli bir dönüş değildi, babam işsiz kalmıştı ve Türkiye'deki çok yakın bir arkadaşı ona iş teklif etti. O da kabul etti haliyle. Ben direkt bir İmam Hatip lisesine yazılacaktım, bana da uygundu. O zamanlar başörtüm vardı ve asla ama asla başörtümü açmam gerekecek bir eğitim sistemini kabul etmiyordum. 

Akrabamızın evinde kaldım, yakınlarındaki özel okula misafir öğrenci olarak gittim 3 hafta kadar. Sekizinci sınıf. O okulu çok sevmedim. Derslerde başımı açmıştım, sanırım o yüzden her gün midem bulanıyordu. Kuzenim lisedeydi, sanırım lise iki. Kuzenimin okulu kız okuluydu, özeldi. Bir şarkı yarışması yapacaklarmış. Ben de gitmek istedim. O gün her şey değişti. Kuzenimin lisesi fen lisesiydi, ve gerçekten harikaydı. Sadece kızlar vardı ve okul çok güzeldi. Akşam annemi arayıp ''acaba sınava mı girsem'' dedim. Babam benimle konuştu, emin misin diye sordu. Denemek istediğimi söyledim. 

Sekizinci sınıfı baştan aldım. Devlet okullarına gidemediğim için miydi bilmiyorum, özel okula gittim. Çok ama çok zorlandım. SBS sınavının sadece sekizinci sınıfta yapıldığı yıl bana denk gelmişti. Yine de çok zorlandım. O kadar zorlandım ki, aile doktorumuz stres yatıştırıcı adı altında bana anti depresan verdi. Bize anti depresan olduğunu söylemedi bu arada, ben geçenlerde kendim öğrendim. 

Ne kadar tuhaf, yaşadığım şeylerin ne olduğunu hep sonradan öğreniyorum. Kendi başıma. Yapayalnız. 

Annem ben ilkokuldayken psikiyatriye gitmişti, ilaç kullanıyordu. İyi değildi. O günler hem annemde hem babamda travma olmuş sanırım. Ne zaman terapi ya da psikiyatri vs istesem hayır bak sana ilaç verecekler kötü olacaksın, dosyana işleyecekler istediğin işe giremeyceksin.

PLOT TWİST! Hiçbir işe zaten giremedim, danışmanlık şirketi kurdum oradan para kazanıyorum.

Terapistleri ben de sevmiyorum şimdi Allah var. Terapistler biraz öğretmenler gibi. İyisine denk gelmek için biraz öğretmen değiştirmek gerekiyor. 

Sekizinci sınıfı Türkiye'de baştan almak hayatımda aldığım en iyi karardı. Evet zehir zıkkım oldu, ama en iyi karardı. Çok iyi bir kız lisesine yerleştim, yine özel, ve neredeyse tam burslu. Yine de babam tek maaşla yetiştiremedi, annemin arsalarını satmak zorunda kaldılar beni okutmak için. Sırf bu yüzden pişmanım. Daha doğrusu, bir pişmanlığım olacaksa da bu yüzden. 

Hayırsız evlat.

Gönülsüz fedakarlık.

Fedakarlık.

Hayırsız fedakarlık.

Gereksizlik.

Yıllardır ailemin bensiz nasıl iyi olacaklarını düşünürüm. 

Bu yüzden ilk fırsatta evden ayrıldım. Okulu bahane ederek. Bunun sonuna kadar farkındalar. O zamanlar yalan söylemiştim, sonra itiraf ettim. Nedeni sorulmadı. Gerçi sorsalar da söyleyemem. Anneme babama cevap verirken panik oluyorum. İnanılmaz bir panik. Dostum bana bunun sebebinin narsistlik olduğunu söylüyor. Annem ve babam. Ve narsistlik. Kesinlikle aynı yere koyamıyorum. Yıllardır farkındayım ama. Farkındalık berbat demiştim.

Anne ve babamla bir aydır olan, ve son iki günde iyice alevlenip bir şeylerin sonunu hazırlayan kavgaya gelince. 

Beni yanlarında istiyorlar. Yetermiş özgürlüğüm. Kedime tapıyormuşum.

Kedimi çok seviyorum, onun için her şey en iyisi olsun. Evet burada hatalıyım. Fakat benim hatalı olduğum gerçeği onların hatalı oldukları gerçeğini değiştirmez. Ben kedime tapıyorsam şu an, yani benim kedime olan davranışlarım tapınmak ise, onlar da bana tapıyordu.

Bu onların hatası. Hatalarını dile getirdiler. Biz artık sana eskisi gibi muamele etmeyeceğiz dediler. Değişeceğiz dediler. Hmm. Güzel sözler. Ama öyle değil. 

Bana dün iki seçenek sundular. Ya bizlesin ya da bizsiz. Bizimleysen o kediden kurtulacaksın, ver birine geç. Bizsizsen, mezarımıza bile gelemezsin.

Evet, ben de babama tapıyorum. 

Tapıyordum değil, tapıyorum. Hala vaz geçemedim. En çok sevdiklerimizle imtihan oluruz. Babam mı kedim mi. Bu çok korkunç. Babamın rahatszlıkları var. Doktora gitmemeye inat eder, ama sol kolunun ve bacağının uyuştuğunu da sık sık dile getirir. Klasik babalar işte. Dostum bunun benim hatam olmadığını söylüyor. Babamlar ise inatla benim hatam olduğunu. 

Hayırsız evlat olarak bu son mektubum. Ya hayırlı evlat olacağım, ya da hiç evlat. 

Hayır ntihar etmeyeceğim, Rabb'ime karşı günahım var. Hiçbir günah ondan büyük değil, affeder. Ama tövbe edersem. Özür dilersem.

Babamdan kaç kere özür diledim sahi?

Rabb'imin karşısına bu günahla çıkmayacağım. 

Bağımlılıklarım var, çok yiyorum. Ama alkol sigara uyuşturucu kesinlikle kullanmadım hayatımın hiçbir döneminde. Bir fırt bile çekmedim hayır. Helal para kazanmaya özen gösteriyorum. İbadet, ya işte o da bana kalsın sizi günah duvarı olarak kullanmayacağım şimdi. 

Yalnız şöyle de bir gerçek var, ben dün babama sizi seçiyorum dedim. Yine panik olarak. Sadece onu üzmemek için. Ve yine babama taptım. 

Bizi biz yapan biz değiliz, taptıklarımızdır. 

Rabb'im özür dilerim, seni seçiyorum. Seni seçmek istiyorum. 

Hayırlı evlat olup seni unutacağıma Rabb'im, hiç evlat olmak istiyorum.

Pale Blue Dot (Soluk Mavi Nokta) , Nasa, 1990








Yorumlar