Etiket, Lekirdek, Çit Çit Çekirdek

Etiketler. Etiketlerimiz. 

Kavanozu için alınmış Sarelle çikolatalar ve asla çıkmayan o yapışkanlar. 

Belli çıkarlar için kurulmuş ilişkiler ve yapıştırılan etiketler. 

Konumuz etiketler.

Etiketlerin farkındalığına Kanada'daki aile doktorumuzun muayenehanesinde benimle yaptığı konuşmanın sayesinde, fakat çok sonrasında vardım. 

Kanada'da ciddi bir depresyonla boğuşuyordum. O kadar kötüydü ki depresyon olduğunun farkında bile değildim. O zamanlar nasıl geçti, ne yaptım, ne yedim, yani çok hatırlamıyorum. Sadece ilk kedimi sahiplendiğim günler çok net. Gerisi çok kötü, çok bulanık.

Bana gerçekten değer veren, beni anladığını düşündüğüm bir sevgilim vardı. O kadar mutluydum ki, o kadar mutluydum ki, o kadar mutluydum ki... 

Sonra ayrıldım, Onu terk ettim. Bana bir defasında benimle tanışana kadar dört ilişkisinin olduğunu, dördünün de onu aldattığını söylemişti. Beşincisi de terk etti işte. Hıyarın evladı. Söz verdi verdi, sonra iş ciddiye binince oyalamalar başladı. Klasik işte. Gerçekten değerim sanmıştım.

Üstüne bir de taciz meselesi var, yeni yeni dank ediyor bazı şeyler. Aslında çoktan dank etmişti ama, yani lisedeyken, ama işte onun oturması sindirilmesi var. Bu konuyu sonra anlatacağım. 

Üniversite bitmiş, iş yok, saçma sapan bir restoranda saçma sapan insanlarla çalışıyorum. Eve gelmem bazen gece 1-2 yi buluyor. Sonraları daha çok mesai yapmak için gece mesaisinde çalışıyorum, sabah 6'yı buluyor eve gelmem.

Tükenmişim. Öyle böyle değil ama, ciddi anlamda tükenmişim. Uyku problemlerim var, melatonin kullanıyorum günde 3 mg. Ama hiç bırakmak aklıma gelmedi. Aylarca kullandım, bazen günde 3-4 tane. Meğer öyle yapmamak gerekiyormuş. 

Kedime sunabildiğim şartlar berbat. Sürekli ölmeyi düşünüyorum. Aile ile de aram bozuk. Taciz olayını anlatamamışım. Yakınlar da aslında, hani otobüse binsem 4-5 saate onlardayım, ama berbatım.

Üniversite bitti, ama yine de sordum rehberliğe. Terapiste yönlendirmelerini rica ettim. Ne oldu biliyor musunuz? Hiçbir şey. En son dediler ki aile doktorunuzla görüşebilirsiniz. Kanada'da olanlar bilir aile doktoru ne bulunmaz bir şeydir. Bizim vardı neyse ki. Soluğu kapısında aldım.

''Çok kötüyüm, ölmek istiyorum.''

''Hayır istemiyorsun, sakin ol. Bunu halledeceğiz. Nedir şikayetin?''

Şikayetim? Depresyon. Burnout. Halsizlik. Ne varsa işte, kokteyl! Bana baktı, baktı, iç çekti.

''Eğer bunları bugün sisteme girersem, bunlar yarın bir gün karşına farklı şekillerde çıkacak emin ol. Bunun etkisi nasıl olur bilmiyorum, bu etki ile seni baş başa bırakmak istemiyorum. Bunu sana yapmak istemiyorum. Bunu kendine yapmak istiyor musun?''

Hayır tabii ki. Bir de onunla mı uğraşayım?

''Sen ölmek istemiyorsun, sana doğal sakinleştirici yazalım kendini toparlarsın emin ol.''

Bojack Horseman, Dizi, S5B6 (2014 - 2020)

O gün o odada ağladım. Kimse beni görmedi. O doktor biraz anladı, ama görebildiğini sanmıyorum. Kendimi nasıl göstereceğim ki? Herneyse, etiketlere dönelim.

''Sen neden böylesin?'' 

İnsanlar sizi anlamadıklarında, size bir şeyleri yakıştıramadıklarında, ya da öküzlüklerinden bu soruyu sorarlar. Nefret ediyorum bu sorudan. Zaman içinde enaniyetli oldum, gururlu oldum, kibirli oldum, oldum da oldum. Eskiden bu etiketlere çok takardım. Hayır, ben okul birincisi olacağım. Hayır, ben en güçlü olacağım. Hayır! Hayır dedim size! 

Bu arada lekirdek ne demek?

Çekirdek çitleme bağımlılığı olanlar burada mı? Bende bu sıra çok var. Sadece çekirdek de değil, direkt yemek. Sadece ama sadece yemek yemek istiyorum. Tuzlu olur, tatlı olur, çekirdek hele yanında çay ile! Kahveyi zor bıraktım, bu sıra hiç iyi değilim zaten kahve hepten mahvediyor. Çarpıntı. 

İnsanların neden bu kadar yoğun ilgili var etiketlere? Hele ki Amerika'da? Sanırım şu an Amerika'da ADHDya da otizm teşhisi konmamış çocuk yok. Bunu problem olarak gören tek kişi ben miyim? Onu da geçtim, insanlar illa ki bir etiket derdinde.

''Benim adım şu, ben buyum hem de buyum.''

Tamam dostum harikasın.

''Ama bak ben buyum!''

Tamam dostum anladım sakin.

''Ama bak-''

YAVRUM Bİ DUR!

Koe no Katachi (A Silent Voice), Film, 2016

Teşhisi neden resmileştirmediğimi soran çok kişi var. 

Çünkü etiketlenmek istemiyorum artık. Yeterince etiketim var. Daha fazlasını kaldıramam. 

Sevgiler...





Yorumlar