Gelişme Pro Plus ve Göçmen Kadınlar'daki İkinci Paylaşımım

Merhabalar tekrardan, 

Ağustos 2023'teki paylaşımımdan yaklaşık bir yıl sonra Kurban Bayramında bir başka paylaşım yapmıştım, yine aynı mahlas ile. Onu da ekliyorum buraya. Başlık Gelişme Pro Plus çünkü öyle, bir de platinium var, o yayınlanmamıştı grupta. Diamond da olacak bir yerlerde onu ilk defa burada paylaşacağım.

UYARI: Vefat haberi içerir.

NOT: Çok efkarlanmışım ya ne biçim yazmışım, büyük anneme birer dua/dilek alırım.

***

Merhaba,

Bu bir farkındalık ve yardım isteme yazısıdır. Lütfen alel acele karar vermeden sonuna kadar okuyun yazdıklarımı. Zaten kalbim kırık. Lütfen kibar olun, rica ediyorum.

Aradan çok uzun zaman geçti. Benden haber almayı belki de çok beklediniz, belki de beni unuttunuz, bilemeyeceğim. 

Ben Tuhafiye. Geçen yaz otizmli olduğumu farketmeme dair bir yazı paylaşmıştım. Bugün yaşadığım bir olaydan yola çıkarak sizlerden görüş ve tavsiye isteyeceğim.

Ben tuhaf bir insanım. Biz otizmliler normal insanlara göre tuhaf insanlarız. Fakat ucube değiliz. Ama bugün kendimi bir ucube gibi hissettim. Hatta aslında çok düşünceli davranan sevgili meslektaşım sağolsun, hasta gibi.

Çok sevdiğim bir akrabamı kaybettim bu hafta. Büyükannemi. Benim biricik büyükannem öldü. Ailecek yas tutma dönemindeyiz. Benim yas tutmam biraz farklı. Henüz doğru düzgün ağlamadım. Doğru düzgün dua etmedim. Çünkü henüz bana ayrılık sinmedi. Normal geçiriyorum günlerimi. Normal derken, yani bana göre. Kesinlikle size göre normal değil. 

İşe gittim, eve geldim, yemeğimi pişirdim, yemek yerken filmimi izledim. Ara ara büyükannemin gerçekten artık dünyada var olmadığı ve onunla bir daha konuşamayacağım geldi. Bunlar aklıma geldiğinde üzüldüm, ama ağlayamadım. Benim yas sürecim biraz farklı. İki sene önce de bir başka akrabamı kaybettim, yine aynı süreci yaşadım. Bende ve anladığım kadarıyla benim gibi olanlarda yas süreci biraz farklı işliyor. Biz ucube ya da kalpsiz, vicdansız değiliz arkadaşlar. Lütfen bilip bilmeden insanlara etiket takmayın.

Bende yas süreci aylar sürüyor. Bir süre o kişinin artık olmadığını, onunla konuşamayacağımı anlamakla geçiyor. Bu 'bir süre' genelde ayları buluyor. Ve bu sürede ara ara o kişinin yokluğunu unutup onu sorabiliyorum etrafıma. Ama bu hafıza kaybından değil, sadece öldüğünü kabul etmek, yas sürecini geçirmek normal insanlara göre uzun sürüyor. 

Hani derler ya, birinin ölümü sizi üzmez ama arkasında bıraktığı kapıda asılı montunu görürsün ve kahrolursun diye. Sanırım biraz öyle. Ama ben kahrolmuyorum. 

Bugün iş yerine giderken makyaj yapmayı unutmuşum, yüzüm de solgun duruyormuş. İş yerinden arkadaş iyi olup olmadığımı sordu. Dalgındım bir de. Büyükannemi kaybettiğimi, sürekli onu düşündüğümü söyledim. Büyük bir şaşkınlıkla neden izin almadığımı sordu. 

Kendimi tanıyorum. Bu tür durumlarda izin alır, rutinimden çıkarsam depresyona girmeye daha yatkın oluyorum. Ailem hala otizmli olduğumu bilmiyor, fakat bu huyumu biliyorlar o yüzden onlar da buna bir şey demedi. Hatta babam burada kalmamın benim için daha iyi olacağını söyledi.

İş arkadaşıma ''Eğer izin alırsam daha kötü olurum, ben yola devam etmeyi seviyorum'' dedim. Keşke demeseydim.

''But this is very unhealthy!'' dedi şaşkınlıkla karışık hışımla. 

''Ama bu çok sağlıksız!'' Türkçe tercümesi.

İş yerindekilerle de otizm durumumu paylaşmadım. Gerçi az çok tahmin ediyorlardır sanırım. Paylaşmamamın sebebi, her ne kadar iş dünyasında bu tür durumlara açık olunduğu belirtilse de en ufak krizde ilk gözden çıkarılanların 'çürük elmalar' olması. O çürük elma kategorisine ben de giriyorum.

İş arkadaşım aslında çok nazik ve insanların hakkını gözeten bir insan. Üstüne iş yerinde ciddi haksızlıklar dönüyor. Normalde saatine CAD$27 almamız gereken iş tanımını biz CAD$20 üzerinden yapıyoruz, üstüne de çalışma şartları ağır. Meslektaşlarımdan sırf resumesinde tecrübe olarak gösterebilmek için burada çalışan var. Ve sırf işten çıkarılırım korkusuyla hiçbir şekilde izin almayan, hasta olsa bile kör topal işe gelen de. Bunu herkes biliyor. Sendikamız var ve bu şartların düzelmesi için çabalıyoruz. Ki daha yeni sendika ile toplantı oldu ve önergelerimiz reddedildi. Bunlar üst üste gelince sevgili arkadaşım bana normalden fazla çıkışmış olabilir sanırım. Ama benim ağrıma gitti, ve kendimi iğrenç hissediyorum. Midem bulanıyor.

Ama ben ucube değilim, işkolik de değilim. Kalpsiz, vicdansız, görgüsüz hiç değilim. Sadece belli başlı şeyleri değiştirmeyi sevmiyorum. Değiştirince toparlayamıyorum.

Benim yas sürecim sağlıksız mı şimdi? Ama öbür türlü de daha kötü depresyona giriyorum, rutinim tamamen bozuluyor ve tekrar kendimi rutin hayatın içine sokmam haftalar hatta aylar sürüyor. Büyükannemi çok özlüyorum. Şu an evimde tek başımayım. Ağlasam daha faydalı olur diye düşündüm, büyükannemle fotoğraflarımıza bakayım dedim ama fotoğrafların olduğu hard diski bulamıyorum. Umarım kaybolmamıştır. Bu sağlıklı mı peki? Eski fotoğraflara bakıp ağlamak? Ama o zaman da bana panik atak olarak geri dönüyor. Panik ataklarımı kontrol edemiyorum doğal olarak, ve daha kötü sonuçlar doğuruyor. Ben ne yapmalıyım o halde? Sizlerin yas tutma süreci nasıl? Benim anne ve babamın yas süreçleri birbirine çok zıt. Annem çok duygusal babam ise duasını eder bize de dua etmemizi söyler, hakkında konuşur iyi günleri yad ederiz bu kadar. Hatta bence babam da otistik. Evet kesin o da otistik. Ama bu konuyu hiç açmayalım şimdi, bu hamur çok su götürür. 

Bu arada, geçen sene de yazdığım üzere hala bana uygun bir terapist arayışındayım. Her terapist değiştirdiğimde bu meslek grubuna olan ön yargım büyüyor. Terapist arkadaşlardan özür dilerim. Bu hafta yeni bir terapist ile görüşmem var, umarım bu seferki olur. 

Biraz fazla uzun oldu yine. Sabırla okuduğunuz içi teşekkürler, hayırlı bayramlar.

Paylaşım Linki: 

Yorumlar